İtalya’nın 20 bölgesinden biri olan Abruzzo’da ortaçağ kasabalarını keşfetmeye devam ediyorum. Dün komşularımızın tavsiyesi ile Crecchio kasabasına gittik. Kasabaya girişte muazzam bir dört kuleli kale karşılıyor. Aracınızı park ettiğiniz yer ile kasabanın merkezi 50 metre. Bu anlamda uzun yürüyüşler yapmanız gerekmiyor.

Kasaba boydan boya yürüyerek 10 dakika. Yanyana dükkanlar ve olmazsa olmaz barlar mevcut. Biz gittiğimizde bizden başka turist yoktu. Olmasını da beklemiyorum zaten 🙂 Sadece pandemiden değil, bu kasabalar milyonlarca İtalya aşığı insanın bile gözünden kaçıyor.

Size bu hazineleri anlatmaktan büyük heyecan duyuyorum. Bu hazineleri paylaşımlarımdan görüp oralara gidenler (ki bensiz gitmesinler 🙂 ) kalp çarpıntıları yaşayacaklar. Buna adım gibi eminim.

Tekrarlamak isterim ki her ne kadar büyük oranda Abruzzo’yu anlatsam da, İtalya’nın hemen hemen her yerinde bu tarz kasabalar mevcut. Her birinde ayrı bir heyecan, ayrı bir hikaye mevcut.

Kasabaya girdiğimizde barın önündeki masada 4 amca kağıt oynuyordu. Bir an düşündüm de, amcalar için Euro değerlenmiş değerlenmemiş hiç bir önemi yok. Adamı o an milyoner yapsan, -iyi olmuş diyip oyununa dönecek gibi bir havaları var. Uzun yaşamanın sırlarından biri de bu olsa gerek.

Ara sokaklarda fotoğraflar çektikten sonra kaleyi ziyaret etmek için oraya doğru yöneldik. Köpeğimiz Roma ile giriş serbest. Zaten bir gün bu konuyu yazmak istiyorum. İtalya evcil hayvanlar ile yaşanacak en rahat ülkelerden. Köpeğiniz ile her yere girebiliyorsunuz.

Kaleye giriş ücretsiz. Castello ducale di Crecchio 13. yüzyılda yapımına başlanmış kare formlu taş bir kale. D’aragona ailesi için yapılmış. İç mekan 1943’teki bombalamalardan zarar görmüş ve bu nedenle 1960’larda tamamen orjinaline sadık kalınarak yeniden inşa edilmiş.
Şu anki sahibi Crecchio Belediyesi.

Kale ilk yapıldığında savunma amaçlı yapılsa da yıllar içinde bir konuta evrilmiş. Ariello ve Rifago nehirlerinin arasında bir tepede kurulu.

Kale 4 kuleden oluşuyor.
Torre dell’Ulivo: Zemin katı yiyecek depolamak için tasarlanmış, üç seviyeden oluşan orijinal 11. yüzyıl yapısının Norman kulesi. Güvenlik devriyeleri için kullanılan dar bir döner merdiven sayesinde erişim mümkün.

Aragon Kulesi: 1943’ten sonra yeniden inşa edilmiş olmasına rağmen, Norman kulesinin yanında yer alır ve 15. yüzyıla kadar uzanır. Kare planlı olup, üzeri siper ve kornişlerle süslenmiştir.

Towers De Riseis: İki ikiz kule on sekizinci yüzyıldan kalmadır. Bir sütun üzerinde, De Riseis ailesinin 1789’dan kalma arması var.

Yarın sabah Puglia bölgesi Monopoli kentine gidiyoruz. 1 hafta orada kalacağız. Keşfedebildiğim kadar gizli hazineler bulup sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.
Görüşmek üzere.

Ahmet Ebcim
16 Temmuz 2021 – Casacanditella